'Siyasette temizliğe ihtiyaç var'

'Siyasette temizliğe ihtiyaç var'

İyi Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Sağlık Bakanlığının tedbirleri sonucu koronavirüsün Türkiye'de henüz dünyadaki kadar yoğun hissedilmediğini belirterek "Ama bu hissedilmeyeceği anlamına gelmiyor." dedi. Yavuz Ağıralioğlu, İdlib mutabakatıyla ilgili, "Bundan sonra can kaybını engelleyecek olma ümidi bizim de ümidimizdir. 4 milyon Suriyeliye bakıyoruz, keşke bir tercih hakkımız olsaydı da 2 milyon daha Suriyeliye bakmayı bir askerimizin bile şehit olmamasına tercih ederiz." değerlendirmesinde bulundu.

DEVLETİN ALDIĞI TEDBİRLERE UYACAĞIZ

Salgınla ilgili alınan tedbirlere değinen Ağıralioğlu, "Devletin bu anlamda aldığı tedbirlere uyacağız, uymaya çalışacağız. Herkesin bu anlamda bir gönüllü sağlık çalışanı gibi olması lazım. Parti olarak bu konuda azami hassasiyet göstereceğiz ve gösterilmesi için gayret edeceğiz." diye konuştu.

İstiklal Marşı'nın kabulünün 99. yıl dönümü olduğunu anımsatan Ağıralioğlu, "Bu metnin içerisinde kalbimiz, irademiz, vatanımız, bayrağımız, dinimiz, devletimiz, birbirimize kardeşliğimiz, hangi hissiyatla bu memlekette varlık iddiasında bulunduğumuzun bütün koordinatları vardır." diye konuştu.

DİKKATİMİZ, KALBİMİZ BU BÖLGEDEDİR

İdlib mutabakatına da değinen Ağıralioğlu, "Bundan sonra can kaybını engelleyecek olma ümidi bizim de ümidimizdir. 4 milyon Suriyeliye bakıyoruz, keşke bir tercih hakkımız olsaydı da 2 milyon daha Suriyeliye bakmayı bir askerimizin şehit olmamasına tercih ederiz. Bu işler 'Askerliğin tabiatında ölüm vardır, kaderlerinde ölüm vardır.' cümleleriyle geçiştirilecek işler değildir. Bu meseleler böyle konuşulacak, şehitler tepesi doldurulacak hevesleriyle de yönetilecek meseleler değildir." dedi.

Şu anda bölgeden endişelerini besleyen haberler aldıklarını ifade eden Ağıralioğlu, "Tabii teyit edilmesi lazım. Geçiş bölgelerine Rusların ve rejim güçlerinin mayın döşediğine dair haberler gelmekte. Bu, anlaşmanın, mutabakatın geçici olacağına, bir çatışma ihtimalinin arttığına alamettir. Dikkatimiz, kalbimiz bu bölgededir. Bütün ciddiyetimizle mevzuyu takip etmek zorundayız." diye konuştu.

ÖZRÜN CEZALANDIRMADAN DAHA İTİBARLI OLACAĞINA İNANIRIZ

Meclis'teki kavga ve fezleke sürecine ilişkin ise Ağıralioğlu, şu açıklamalarda bulundu:

"Siyasette bir temizlik ihtiyacı her geçen gün daha fazla hissedilmekte. Başımızda bunca gaile varken iktidarın muhalefete, muhalefetin iktidara kullandığı galiz cümleler, memleketin, milletin ihtiyaç duyduğu birlik ve beraberlik duygusunu rencide etmekte ve örselemektedir. Meclis, dakikalarca süren kavgaların fotoğrafıyla itibarsız hale gelmektedir. Fezlekeler mevzu ediliyor, cezalandırma, müeyyideler bu mevzuya karışmış, bulaşmış, bu mevzuda hakaretamiz cümleler kurmuş insanlar üzerinden yeni bir fezleke süreci konuşuluyor. İYİ Parti olarak memlekete karşı işlenmiş kabahatlerde özrün cezalandırmadan daha itibarlı olacağına inanırız."

SEÇMENE VEFASIZLIK EDİLMEKTEDİR

Bir gazetecinin, partiden istifa ederek AK Parti'ye geçen Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal ile ilgili sorusu üzerine Ağıralioğlu, bir milletvekilinin partisinden istifa ederek başka bir partiye geçmesini seçmenine vefasızlık olarak niteledi ve şunları söyledi:

"Genel olarak seçmenin iradesi bu şekilde boşa düşürülmekte, seçmene vefasızlık edilmektedir. Tuba Hanım'ı seçen seçmen, AK Parti'ye oy verebilmek kabiliyeti olan seçmendir. AK Parti'ye oy vermeyip, İYİ Parti'den sizi mebus olarak seçmişlerse size verilmiş oyları, AK Parti'ye geçerek vefasızlıkla yüzüstü bırakmış olursunuz. Milletvekillerinin bu tür geçişlerde, sadece böyle bir seçmene vefasızlık, yarın vatana, millete, memlekete vefasızlık olarak da yansıyabilir. Bir kere vefasızlık eden her zaman vefasızlık edebilir."

Bu tür istifa ve başka partilere geçişlerin her zaman olduğunu belirten Ağıralioğlu, şunları kaydetti:

"Biz zorlu bir mücadele verdik, çetin şartlarda kurulduk. Başta Genel Başkanımız olmak üzere partili her bir mebusumuz, adayımız, il başkanımız, her bir gönüllümüz, teşkilatımız seçim sathında sırf farklı şeyler düşünüyorlar diye bir sürü ağır iftiranın öznesi oldular. Hanımefendi de bu iftiralardan nasibini almış biridir. Bu iftiraların öznesi olduğumuz döneme hürmeten, mesela şöyle şeyler yapılamaz mıydı? Ben 2 yıldır sizin rakip gördüğünüz bir partide siyaset yapıyorum. Sizin partinizde siyaset yapmaya karar verdim. En azından ben size bu kadar nezaket gösteriyorum. Siz de benim 2 yıldır mücadele ettiğim insanlara hürmeten bizden bir özür dileyin diyemez misiniz? Deyin, iki taraflı yüreğimiz soğusun madem. Hiçbir şey olmamış gibi yapıyorsanız, o zaman sizin başka tercihinizin hesabını vermek zorunda olduğunuz şeyi biz değil, siz düşüneceksiniz. Seçmenlerinize de Türk milletine de Türk demokrasisine de sizin sorumluluğunuz altında olan, sizin cevap vermeniz gereken sorular var. Bu işlere ilkeli ölçülü bakmak istiyoruz. Böyle siyasal bir ilke alanına ihtiyaç var. Türk milletiyiz biz, çadır devleti değil. Her şekilde kazanmak, rakipleri zayıflatmak, 'O partiden bize geldiler, biz bir siyasi cazibe alanıyız.' demekten ibaret değil."

(Milli Gazete)

Diğer Haberler